Stresli anlarımızda, sürekli bir şeyler yemek isteriz; oysa stresi doğru beslenmeyle savuşturabiliriz. Peki size iyi gelen ve gelmeyen besinler neler?
Kendinizi en son ne zaman stres altında hissettiniz? Evde, işte, trafikte, günlük yaşamın her anında sizi olumsuz yönde etkileyen bir durumla karşılaşmış olabilirsiniz. Kış aylarında güneşli havaların yerini bulutlu havalara bırakması ruh halinizi de aynı şekilde etkileyebilir. Stres hayatımızın bir parçası olsa da onunla başa çıkmak için harekete geçmeniz şart. Çünkü yaşadığınız stres kronik hale geldiğinde hem bunaltıcı olur hem de fiziksel ve duygusal anlamda sağlığınızı etkileyebilir.
STRESLİYKEN VÜCUDUNUZDA NELER OLUR?
Stres, glikoz metabolizmanızı harekete geçirerek böbreküstü bezleri tarafından salgılanan kortizol hormonun yükselmesine neden olur, bu da kan şekerinizi yükseltir. Hatta bu hormonu stres hormonu diye duymuşsunuzdur. Stresli anlarınızda, sürekli bir şeyler yemek istemeniz de bu mekanizmayla ilişkili olabilir. Dopamin ve seratonin gibi mutlulukla ilişkilendirilen nörotrans-mitterleriniz de stres altındayken azalır. Tüm bu hormonların denge içinde çalışması uyku, iştah, açlık-tokluk ve enerji metabolizmalarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar ve iyi ruh halinizin sürdürülmesinde yardımcı olur.
Stres seviyelerinizi düşürmek için yeterli ve dengeli beslenme, uyku ve egzersizin ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Peki ya size iyi gelen ve gelmeyen besinler neler?
BUNLARDAN UZAK DURUN!
İşlenmiş gıdalar baş düşman
Okuduğum pek çok çalışmada, işlenmiş et, kızarmış yiyecekler, rafine tahıllar, şekerlemeler, hamur işleri ve yüksek yağlı süt ürünlerinin tüketimi, stresli ve depresif olma olasılığı ile pozitif bir ilişki içinde bulunmuş. Bu besinler yerine lif bakımından zengin tahıllar, meyveler, sebzeler ve Omega-3 açısından zengin balıkla dolu bir diyet, stres düzeyinizi azaltmaya yardımcı olabilir.
RAFİNE KARBONHİDRATLAR
Geçtiğimiz yıllarda yayımlanan bir çalışmada, rafine tahıl tüketiminin kadınlarda hem kaygı hem de depresyonla ilişkili olduğu bulunmuş. Konuyla ilgili bir diğer çalışmada ise rafine karbonhidratlardan zengin bir diyetle beslenenlerin obezite ile direkt ilişkili olduğu ve strese maruz kaldıklarında kaygı ve depresif davranışlar geliştirdiği belirtiliyor. Bu gıdalara beyaz un, beyaz ekmek, beyaz pirinç, hamur işleri, atıştırmalıklar, kahvaltılık gevrekler örnek verilebilir. Bu besinler yerine tam buğdaydan yapılmış tahılları ve ekmekleri deneyebilirsiniz. Glutensiz besleniyorsanız karabuğday da bir alternatif olabilir.
ALKOLÜN ETKİSİ
Alkol sinirlerinizi yatıştırıyor gibi görünse de hidrasyon ve uyku üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir ve her ikisi de bir araya geldiğinde anksiyete semptomlarınızı tetikleyebilir. Stres seviyenizi artırmamak için tüketim miktarını ve sıklığını gözden geçirip azaltmakta fayda var.
KAFEİNE SINIR
Yüksek düzeyde kafein alımı yalnızca kaygı ve sinirliliği artırmakla kalmayıp aynı zamanda serotonin üretimini de azaltarak depresif bir ruh haline neden olabilir. Bu nedenle günlük kafein miktarını 400 miligramla sınırlamaya özen gösterin. Current Neuropharmacology dergisinde, geçtiğimiz aylarda yayımlanan bir çalışmaya göre, günde 400 miligramın (3-4 fincan kahve) üzerinde kafein tüketen birçok yetişkinde, anksiyete ve duygu durum bozukluklarıyla karşılaşılıyor. Çay, kahve, kola gibi kafein içeren seçenekler yerine, stresli anlarınızda nane, lavanta veya melisa çayı gibi bitki çaylarını deneyebilirsiniz.